Karanlık Mod
Açık Mod
Bugün: Ekim 12, 2025
Eylül 7, 2024

KUŞLAR

kuşlar

Ayın yorgun ışıkları, taş yolda bolca bulunan çukurların içindeki berrak sudan yansıyordu. Kaldırımda belirli aralıklarla bulunan sokak lambalarından birkaçının bozuk olması ve geri kalanlarının titrek bir ışığa sahip olmasında dolayı, iki katlı ahşap evlerin bulunduğu bu tenha sokağı en iyi aydınlatan şey, kuşkusuz Ay’dan başka bir şey değildi.

Vakit, sokağa çıkmak için geç ve tehlikeli olduğundan, sokakta köşeye sızmış tek tük sarhoş ve o akşam sıcak olmasa da en az tehlikeyle geceyi geçirmek isteyen evsizler dışında toplumun “normal” olarak adlandırdığı tek bir insan bile yoktu. Bu bitkinlik, ürkütücülük ve sessizliğe ek olarak kaynağı belirsiz bir korku hakimdi sokağa. Bu yoldan daha pis ve daha tehlikeli olan sokaklardan gelen kesik sesler, biraz dikkat kesilmeyle buradan duyulabiliyordu. Bazı evsizlerin tatlı uykularından kalkıp başka sokağa geçmelerini sağlayacak kadar soğuk ve sert bir rüzgar esti aniden. Beraberinde epey pis bir koku getiren rüzgar, bazı kimselerin sesli bir şekilde küfür dahi etmesine sebep oldu. Çok geçmeden etkisini yitirmesinin ardından sokağın yokuş başındaki giriş kısmında, kıyafetinin şekli dahi belli olmayan iri yarı bir adam belirdi.

Kafasında fötr şapka bulunan bu adam, elinde bir çanta taşıyordu. Yokuştan aşağı inerken, yürüyüşüne büyük bir önem verir gibi bir hale bürünerek yanındaki çantasını sıkı sıkıya kavradı. Göğsü hafif ileride, iki eli beline bitişik bir biçimde sabit ölçülü adımlar atan bu adam, bir anda, bugünlük de olsa  burayı kendine yurt edinen evsizlerin ve sarhoşların ilgi odağı haline gelmişti. Çok geçmeden bir apartman kapısı önünde yarı uyanık yarı uykulu biçimde yatan bir sarhoş ayağa kalktı ve bu adamdan bir şeyler koparmak umuduyla yalpalayarak yanına gitti.

-“Saygıdeğer…”

Sarhoş adam, hiç tanımadığı bu kişiye hitap edeceği en uygun kelimeyi bulmakta zorlandı. Düşünürken yüzü öylesine çirkin bir hal aldı ki ilkin sarhoşun yanında biraz duraksayan adam, adımlarını yeniden hızlandırmaya başlamıştı. Yaşadığı şaşkınlığı ve belki de yarının içki parasını çıkartabileceği adamın elinden uçup gitmesi, sarhoşu sinirlendirdi; fakat çok geçmeden öyle bir adamın varlığını dahi unuttu. Eski yerine dönmekte hiç zorlanmadı.

Birkaç apartmanın önünden hızlıca geçen adam, yaşadığı üç katlı apartmana gelince durdu ve anahtarıyla giriş kapısını açtı. İçeri girmeden evvel etrafına iyice bakındıktan sonra, meraklı gözlerin üzerinde olmadığını teyit edip atik bir biçimde içeri girdi.

O gece saat üç sularında elektrik kabloları üstünde dinlenen kuşlar, üç katlı bir apartmandan çıkıp sokak boyunca yankılanan silah sesinden dolayı korkup, istirahat edebilecekleri başka yerler bulma umuduyla kanat çırptılar.

16.01.15 Antalya

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SON GÖNDERİLERİM Blog

Ni Setarcos Isamnuvas - Akbalik Himself

NI SETARCOS ISAMNUVAS

Antik çağlarda bir ülkede, halk tarafından tanınmış bir politikacının, bir o kadar ünlü şair dostunun mahkemesinde yaptığı konuşmadan bir kesit. Bir ihtimal, belki de, halk tarafından tanınmış bir şairin, bir o kadar
apokrifler

APOKRİFLER – I

“Her gece kafamın içinde apar topar bir mahkeme kuruluyor. Hakiminden savcısına, davacısından izleyenlere, hatta mübaşir bile bana karşı ön yargılı gibi. Haksız da sayılmazlar üstelik. Karşı tarafın sunduğu iddialar ve onları destekleyen
Geçmiş - Akbalik Himself

GEÇMİŞ

Ne anlatmak istiyorsun (diye soruyorum kendime)ben’im, ben’i, bana anlatmak istiyorummamafih zor epeyepeyce birikmiş ve tortullaşmış anılarsuyu kirletmekle kalmadığı gibidoldurmuş posa ile delakin bunu bile bırakmışım gerideörmüşüm tuğlalar bir bir, her gün,eksiğimi tamamlamış,
Diderot Etkisi - Akbalik Himself

DIDEROT ETKİSİ

Günümüz tüketimine bir de bu açıdan bakmak gerekiyor diye düşünüyorum. Eğer arkanızda size 50 yıllık maaşınızı yekten verecek ve kalçasına şaplak atmanıza ses etmeyecek bir İmparatoriçe yoksa, biraz daha dikkatli olun ve
Apokrifler - III

APOKRİFLER – III

İçimi kurcalayan şeyler var. Sanki bir şeyler yolunda gitmiyor ve bir yerlerde yanlış yapıyorum. Hatalarım bilinçsiz de değil üstelik. Gayet de farkındayım. Kendi döngün ve gerçekliğin içinde hapsolma durumu olsa gerek. Labirenti
Ruh - Doğukan Akbalık

RUH

Her gün sil baştan kurulan sahnedeAynı kişiler, farklı kişi’liklerdeKutsal Güneş’in altındaki günüefendisine adayıp daGecenin kör karanlığını kendine reva görür insanOnunla aydınlanan Ruh,Onsuz karanlıkta biçaredir, heyhatIssız bir patika ormandaVeyahut yüksek debili ırmağın üstünde
Dolunay - Doğukan Akbalık

DOLUNAY

Bulutsuz ve yıldızsız bir gecenin Ay’ıSokakta yalnız yürüyen beni selamlar ve izlerVe izler taşırım bedenimdeYüreğimdeki acıları gizler 2015 – Antalya

Bunu atlamayın

Adam ile Kadın - Doğukan Akbalık

ADAM İLE KADIN – I

-“Dünya ve onun üzerinde yaşayan insanlar için kendini feda ettin
Bir Günün Anatomisi

BİR GÜNÜN ANATOMİSİ

“Geçici olarak mı geldi yoksa kalıcı personel mi ?” diye